31 Ağustos 2009 Pazartesi

Köprüden Önce Son Çıkış

Hayatta bu değil midir zaten? Bir yolda bir yerlere gitmeye çabalıyoruz. Hangi yöne gideceğimize karar verende biziz, hangi yoldan gideceğimizede... Kararlarımıza göre yollar bölünüyor, uzuyor/kısalıyor, karmaşıklaşıyor. Gün geliyor karanlık ve tenha bir yoldan geçiyoruz. Başka bir gün yol ışıklarıyla güzelce aydınlatılmış ferah bir yol...

İşte bunlara karar verenler bizleriz. Hangi yola gireceğimiz tamamen bizi ilgilendiriyor. Birileri zorlamıyor bizi buradan git diye. Hem zorlasa bile karar yine senin alternatifin var değil mi?

Bir de işin şu boyutu var. Girdikten sonra bir yola bir daha çıkamamak. O yoldan başka bir ayrıma kadar devam etmek. İşte tehlikeli olan kısım bu. Geri dönememek yada geri dönecek bir nokta bulduğunda her şey için çok geç olması.

O yüzdendir ki yollarda ki tabelalara yazarlar "Ücretli Geçişten Önce Son Çıkış" vari yazılar. Orada uyarı vardır. Tabelalar her daim yol gösterir. Ne yapıcağına karar verip ona göre o yola girersin yada girmezsin...

Ama hayat böyle mi? Herhangi bir imge var mı yolumuzu kısaltıcak güzelleştirecek? Kararları yardımcı olucak şeyler olmadan kendi başımıza veriyoruz... İşte bende tam o durumdayım.

Öyle bir yol ayrımı var ki önümde... Biliyorum girecek olsam bu yola bir daha çıkamıycam. Şu anda kendimi o malum tabelanın olması gereken yerde durup düşündüğümü zannediyorum ne yapsam diye...

Peki ya çoktan o dönülmez yola girdiysem?


:)

27 Ağustos 2009 Perşembe

Havalara Uçuyorum Hoppidi

Evet canlar, bir kaç gün öncesine kadar çok kötü durumdaydım resmen. İçimde öyle bir ağırlık vardı ki. Resmen kendimi taşıyamıyordum. O derece...

Nedeni mi? Okul...

Okulda burslu bir öğrenciyim ben efenim ve okul bu verilen bursları kafasına göre kesmek için yer arıyor. Her hangi bir disiplin şuçu, ne biliyim devamsızlık ve başarısızlık...

Bu başarısızlık konusunda tek dersle sınırdaydım. Yani şöyleki. Kaldığım dersin üstüne bir dersten daha kalırsam bursum kesilecekti... O malum sınavada girdim. İyi mi geçti kötümü geçti farkında bile değildim. Son sınav olduğu içinde sonucu asılmadı veya duyurulmadı. Belkide duyurdularda ben Staja çıktığım için bakamadım. Neyse, ben bu içimdeki ağırlıkla gemiye çıktım. Hep aklım burslardaydı. Ya kesildiyse?

Ama gemide ki ortamın güzelliği o kadar iyiydi ki aklımı okul dertlerinden aldı götürdü. 1 Ay boyunca gemide olduğum süre boyunca bir kez bile düşünmedim. Ama ne zaman karaya ayak bassam bu düşünce beni benden alıyordu tekrardan.

Veee geçen gün. Korkularımla yüzleşme zamanı geldi. Tamda gemiden ineceğim gün babam aradı. Okul için banka sözleşmesini yapmaya gidiyorum, haberin olsun diye.

İyi peki diyebildim sadece. O gün benim kara günümdü. Hem gerçekle yüzleşicektim, hemde tutunacak son dalımı kesmek üzereydim...

Bir kaç saat sonra babam aradı. İşlemleri hallettim diye. Sesi gayet normal geliyordu. Sinirli değildi. Bir şekilde çaktırmadan bu burs mevzusunu sormam lazımdı...

-Bir sorun çıktı mı baba, kayıt yenilerken?
-Yoo, ne sorunu çıkacaktı ki?
-Hmm, peki tamam. Burslarda bir değişme var mı?
-Nasıl bir değişiklik? (Şüpheci bir hal almaya başladı aman dikkat)
-Ne biliyim, bursları arttırıcaz diyorlardı. Var mı herangi bir artma?
-Yok, aynı bi değişiklik yok. Geçen seneki gibi...

İşteeeeeeee. Ne kastırıyorsun be baba :D Diyiceğin buydu işte. :D Şimdi ben havalara uçmazmıyım :D

-Vay şerefsizler vay. O kadarda arttırıcaz diyorlardı bursu (:D)
-Yok evladım arttırma falan. Hadi görüşürüz.
-Hadi baş baş.

Ve işte havalara uçmamın kısa diyalogu. Bu demek oluyor ki son dersten kalmamışım. Bir günde iki iyi haber. :) Ölücek miyim ne? :D

Uzun bir aradan sonra bir şeyler yazmakta güzelmiş :)