12 Temmuz 2009 Pazar

Tavşan Adası

Tatil başladı canlar. Ne tatil ama pehh. Sınavlar biter bitmez yatar dinlenirim bi kaç ay da uyanmam diye ümit ediyordum... Olmadı malesef. Hangi planım tutmuş ki hem benim :)

Sınavların bittiği günün ertesi günü babam sanki kokusunu aldı ve yaptı yapacağını. 2 Günüm yollarda geçti desem yeridir. Bir günümüde direksiyon sallayarak geçirdim zaten ama neyse. Bundan sonra 2 yıl boyunca arabaya elimi sürmem. O derece bıkkınlık geldi artık.

Babamın şirket arabalarını şehir dışına satıcağı tuttu. Arabalardan birini alan adam ben gelip alamıyorum siz getirebilir misiniz diye rica etmiş. Babamda çok insaniyetli ya. (Yada köle niyetine kullanabileceği bir oğlu var.) Olur demiş. Bir cumartesi sabahı beni aradı. Ülkü abin geliyor evine. Arabayı vericek sana sende götürürsün Denizli'ye. Nereye nereye? Türkiye'nin öbür ucu lan ora nasıl gidicem ben diye geçiriyodum içimden ki o ara dura dura, mola vere vere gidersin diye ekledi.

Ya Allah rızası için birisi beni evlat edinsin. Kurtarsın beni bu hayattan. Ailemi kesmeye hazırım ben. (:P)

Şeriatin kestiği parmak acımaz, emir büyük yerden diyerek çıktık yollara. İçimden sövüyorum tabi. İçimden sövmeklede kalmadım arabanın anasını ağlattım. :) Normal koşullarda yapamıyacağım hız denemelerine girdim. Ne cesaret bendekide. :) Normalde 12 saatlik yolu 10 yada yarım saat fazlasına geldim :) Ee olsun o kadar. 150-160'dan aşşağısını görmedi kadran. İntikam aldım resmen. Niahaha. Aman babam görmesin. :P

Tabi bu kadar hızlı gidip başımıza iş gelmemeside mümkün olmayan bir şey değil mi canlar. Kütahya yolunda gaza köklemiş gayette dalmış bir halde giderken, tepe lambaları yanan bir araç görmemle kendime geldim ve çektim gazdan ayağımı. Kokruğum başıma geldi. Polis... Aha kesin radara girdik diye düşüncelerle çektim kenara. Polis abey camı aç işareti yaptı. Açtım bende.

-Hayırdır genç? Gaz pedalına kütük koydunda bizi görünce kaldırdın mı kütüğü. Yavaşladın epey.
-Yok abicim ya ne hızı normal seyrimde gidiyoduydum ben. (Dilim damağıma yapıştı ulan)
-Korkma korkma. Trafikçi değiliz biz. GBT Yapiciydük. Kimlik versen yeterli.
-Ha abicim öle desene ya.
Ehliyeti hazırlamıştım zaten verdim gitti kontrol etmeye. Geldi sonra verdi bana kimliği;
-Al ama yavaş git ilerde radar var haa. dedi.

Ondan sonra bi süre 80'in üstüne çıkmadım şerefsizim :P

Neyse. Saat gece yarısı olucakkene ben hedefime geldim. Sinirden midir nedir hiç yorulmadım gibi geldi bana. Sanki bi bu kadar daha yol gidebilirdim. Ulan borumu, 10 saat! Dile kolay. Daha önce hayatımda bu kadar yol katetmemiştim. Arabayı alan adamla buluştuk. İşlemleri babamla halletmişler. Teslim ettim arabayı. Çok ısrar etti o kadar yol geldin gel bi gece misafir edelim seni diye. Tanımadığım adam. Yok abi sen beni yeni arabanla otogara bırak son otobüsle ben geri dönüyim. İşlerim var İstanbul'da sizide rahatsız etmiyim diyerekten adamın misafirperverliğini bertaraf ettim. Boş otobüs bulmakta sorun yaşıyorduk. Ama son anda arkalardan bir boşluk bulduk. Otobüse binip koltuğa oturur oturmaz gözler gitti benim. Uyumuşum :D Pek rahat bir uyku değildi. Yolculuklarda uyumayı pek sevmem. Sürekli uyanıp durdum ama o yorgunluğun üstüne çok güzel gitti. Gözlerim aktı durdu yorgunluktan. Gözkapaklarım birbirine yapıştı sabaha karşı. Ne çektim açana kadar. Normalde Ataşehir'de inmem gerekiyordu. Ama uyanamadığım için gözlerimi Otogarda açtım. Muavin kaldırıyo. Abi kalk kalk. Son durağa geldik diye. Ulan fırçalardım ben sizi Ataşehir'de uyandırmadınız diye ama. Dua edin geçmiş güzel günlerimiz var sizin şirketinizle.

Otogar'dan Tuzla'ya dönmekte gözümde çok büyüdü beaa. Baktım sabahın ilk Çorlu otobüsleri. Ulan dedim. Tuzla'ya gidene kadar Çorlu'ya gidiyim. Çorlu daha yakın hem rahat rahat uykuma kaldığım yerden giderim diye düşündüm. Bi bilette Çorluya aldım ve babamada telefon açtım al beni çorlu otogardan şu saatte diye. Yine uyumama baktım. Çorluya gelinceye kadar. Babam aldı babamın arabasındada uyudum. Beş kat merdivenleri çıkarken bile uyuyordum. Anneme bi sarılıp direk yatak odasına geçip üstümle başımla yattım. O neydi ulan. Hayatımda bu kadar uyumaktan orgazm olucak kadar tad aldığım anlar yaşamamıştım.

Şimdi başlık ne alaka di mi :P Tavşan Adası yani. O benim babama nefretimin azalmasını sağlayan bir etken sadece. :) Babam işyerinden kafa dengi arkadaşlarıyla. Yine iş yerinin (Karayolları) Otoyolun kenarında gizli bir adayı adam etmişler. Yeşertmişler. ağaç dikmişler. Bostanlık falan filan. Bi de iki tane tavşan alıp atmışlar. Bide tavşan gibi üremek deyimi var. Üremişlerde üremişler. 2 ayda 2 tavşan 40'ın üstünde tavşan olmuş. Hayatımda bu kadar tavşanı bir arada görmedim. Ama o kadar sevimlilerdi ki tüm kızgınlığım geçti. Elimden buğday falan yedirdim. Elimi gıdıklamaları falan. Olaganüstüydü yani :D

Bi kaç resim varda laptopum yanımda olmadığı için ve bu bilgisayarımda bluetoothum olmadığı için resimleri sonra eklerim. :)

Bi kaç gün ailemin yanındayım. Sonrası Allah kerim. :)

Haydi öptüm sağlıcakla kalın.

2 yorum:

  1. ah ah benim kardeşim neler çekmiş öyle? kıyamam ben sana :( Polis molis diyince dedim kesin yedi cezayı sonra bi oh çektim ucuz yırtmışsın :D O kadar uykudan sonra bi süre uyumazsın sen artık? :P Bi de bi de ben de istiyorum o tawşancıkları görmek sewmek! Resimleri de istiyorum!!

    YanıtlaSil
  2. polis olayında şanslıymışsın baya :D
    uykuluyken 5 kat çıkmanın acısını da çok iyi bilirim :P
    ama o tavşanlara kesinlikle değer =)

    YanıtlaSil